Mû benim adım, niçin sorup duruyorsunuz? Bende olamaz aradığınız, bende cevaplar yok, bende anılar yok bende anımsama denen eylem yok, bende yalnızca an var. Yaşarım, geride kalan her saniye yaşanmamışçasına yok olur bende. Hal böyleyken bende ne arasın cevaplar, şöminedeki ateş sizi başından savmak için benim adımı vermiş olmalı. Hahaha! Bir köpeğin hafızasına güvenilir mi hiç, göldeki balık ile benim aramda ne fark var ki? Hahaha! Ben Mû, köpeğim ben, size sadakatten başka verebilecek bir şeyim olamaz. Sadakat üzerine bir şeyler havlayabilirim size, dinlemek isterseniz eğer belki aradığınız cevaplara dair bir ipucu yakalarsınız.
Sadakat bir eksiklikten doğar bana sorarsanız, nitekim daha az önce hafızamın içindekilerin eksikliğinden dem vurdum. Güzel pişmiş kuzu etinden sana kalan çırılçıplak soyulmuş bir kemikse sen bir köpeksin ve bunu büyük nimet sayıp mihnet duygusu iler yersen sadıksın. Karının doyduktan sonra yediğini unutup sadece lezzetini beyninde bir yerde haz duygusu diye kendi çaban dışında bir çaba ile kaydedersen sana her kemik verildiğinde daha büyük bağlanır, ölümüne kollar, eşikten ayrılmayan korucu olursun.
Birde sadakatin ön koşulu vardır, nedir biliyor musunuz? İtaat. İtaatinde sebat gösteren sadıktır. Her şeye rağmen sadık olana denir cesur. Ben yıllar oldu bu eşikteyim, kavruk güneşte, sağanak yağmurda, karda, tipide ben hep buradaydım. Her misafiri ben karşıladım, gitme vakti geldiğinde ben uğurladım yine. Ne hoş geldiniz dedim ne de hoş çakalın dedim. Gelenlerin gitmesini istemediğim öyle çok vakitler oldu ki. Biliyor musunuz köpekler de üzülür! Biliyor musunuz köpekler de özler, çok özler…
Yılın bazı zamanları vardır ki başımı ayırmadığım eşiğe misafirler gelir, kısacık bir zaman için gelirler. Bazen karlar diz boyu iken bazen de otlar… Bazen şu meşe ağacı gölgelik iken bazen de şu göl buz gibi iken…
Gelir ve giderler ama hep… Gelir ve giderler. Onlar geldiğinde payıma sıyrılmış bir kemik düşmez, ben onlara aitmişim gibi, ben zaten hep burada değilmişim de onlarla gelmişim ve onlarla gidecekmişim gibi. Tıpkı bir misafir gibi el üstünde, tıpkı ailenin bir üyesi gibi içtenlikle, büyük bir kabulleniş ile seviliyorum. Ben o zaman her zamankinden daha mutluyum, bu yüzden yerleşmiş bir hissim var. Her şeyi herkes unutabilir. Bir köpekseniz eğer çok az şeyi bilir ve bildiğinizin çok azını hatırlarsınız yahut hissedersiniz. Hatırımdaki tüm hisler sadece onlara, o küçük insanlara, o kocaman merhametlerine, o büsbüyük şefkatlerine, diğer herkesten imtiyazlıymış gibi ama aslında herkes gibi sıradan olan varlıklarına ait. Gösterişten uzak sade fakat kuru bir sadelik değil, parıltılı bir ışıltısı olan yaşamlarına dair benim var olan hislerim. Ben bu eşikte sadakatle onların gelişlerini bekliyorum sanırım. Sabırla ve itaatle. Özgürlük müdür sizce bu? Hep aynı yerde ama her seferinde bambaşka hisler için beklemek, beklemek ki bir köpek için, Mû için özgürlük müdür? Sonunda ne kadar beklersen bekle asla zarar etmeyeceğin ve mutlaka elde edeceğin kazanç mıdır özgürlük? Bir köpek için bu sorunun cevabı neden evet olmasın ki!
Sahi neydi sizin sorunuz, hah evet, bir köpeğin, Mû’nun hislerine dokunabilmek kimlerin hüneridir?
Bilmem, belki de cevabı ormanın ta derinliklerindeki Düşler Otağı biliyordur. Neden ona da sormuyorsunuz ki?
Yaşam Takımları™ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Hem özgür olmak hem de bağlı kalmak
Gelene hoşgeldiniz gidene hoşçakal demek
en güzel kelimelerle hislerini kaleme almışsın. Çok teşekkürler Raca👏🙏👍
Ra-Ca’dan yine cok güzel bir yazı…diger herkesten imtiyazlıymış gibi ama aslında herkes gibi…altıni çizdığim guzel ve anlamlı cümleler icin tesekkürler…
Çok teşekkürler Raşide ne güzel bir yazı sadakat özgürlük ve Düşler otağı kalemine sağlık 🙏👏👏👏👏
Çok çok anlamlı bir kişilesirme ve konuşturma olmuş…Hisler elle tutulacak kadar kalben hissedilen kadar gözler önünde teşekkürler Raşide çok güzel olmuş
Bir köpeğin özgürlüğü ve…
Teşekkürler Raca🌟
Çok teşekkürler raca güzel anlatımlar için
Hep aynı yerde ama her seferinde bambaşka hislerle ✨
Sevgili Raca seni tanıdığım için her vakit mutlu yum bu kadar güzel anlatımı nerede. Bulurdum bir mü nün hayatını bu kadar içten ve her bir kelinesi doğru olan bir yazıyla buluştuğum için mutluyum o mü nün hislerine dokuna bilmek teşekkürler dostum
Özgürlüğü hissetmek
Hislerinin peşinden koşş
Kaleminiz keskin olsun teşekkürler
Kanımca bu yazıda Raca insanların hayatındaki kayıpları ve ayrılıkları ele alıyor ve bunların üstesinden nasıl gelebileceğimizi düşünmemize neden oluyor. Ancak aynı zamanda, umutlu bir mesaj da taşıyor ve hayatta kalmak için güçlü olmanın, ne kadar zor olursa olsun, mümkün olduğunu vurguluyor. Harika bir yazı. Aladağ kamplarında görmediklerimiz/görmezden geldiklerimiz üzerinden hissetmediğimizi sandığımız duygular hikayeleştiriliyor.
Sevgi, sadakat ve özgürlük kalpten kaleme dökülen paylaşım için çok teşekkür ederim
Raside seni tebrik ediyorum. Harikasın. Bir hayvanın bakışıyla düşüncesiyle bizlere seslenmek ne kadar hoş. Teşekkür ederim
Emeğine sağlık