Onu bilmiyorum, şunu bilmiyorum. Tamam, buldum sorunu. Bilmediğimi bilmiyormuşum. Sen bildiğin ile başla. Bilmediklerin bildiklerinin yolunda. Yani bilgi kendi yolunda. İnternette ya da hiç olmak istemeyeceğin sanal sosyal şekilsizlikte değil. “Kaç takipçim var biliyor musun?” Neden takip ediyorlar seni, sen biliyor musun? İşte bunu da bilmiyorum. Bu da bir belirsizlik değil mi? Hani bilmediğini biliyordun. Seyahat özgürlüğün var. En son ne zaman seyyah oldun? Yoluna revan olduğun bilgi gerçekten ne ola ki? Öyle ise buda sanal bir özgürlük. Hiç kullanmayacağın bilmem ne sertifika ve diplomaların gibi. Bildiklerin eyleme dönüşmüyorsa, teori ya da sanaldan başka bir şey olabilir mi?
En son ne zaman gerçeklik ile muhatap oldun. Bir de bunu düşün! İlhamın kaynağı bilgi ise, beceri ne ola ki. Beceri bildiklerin ile yapılan eylemdir. Fark ettin mi bilmem, bilmediğini bilmeyince; bilgiler seninle. İyi de bu kadar bilgi niye? Hayata tutunabilmek için yüz, bin ya da milyon bilgi mi gerek? Belki de takıntılısın ya da bağımlı oldun bilme paranoyasına. Çevren ve çevresinde ki birkaç yüz kişinin diş macununu değiştirmesi ile senin parasal ve zamansal bilinmezliğini mutlak çözümü olduğu gerçeğini anlayamayacak kadar karışık bir bilgi mi? Belki de değil. Bence senin bilgiye değil eyleme ihtiyacın var dostum. Daha da iyisi senin aslında “Yaşam Takımları”na ihtiyacın var.
Yaşam Takımları™ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Bilmediğimi bildiğim bir bilinmez eylemsizlik içindeyim. 🙂 Teşekkürler Reşat Bey.
Bildiklerini eyleme dökmediğin sürece bilgi zehirlenmesi yaşarsın.. teşekkürler Reşat bey