Nihavent ile uyandım sabah. Uzaktan bir rock müzik sesi. Bir birbirine karışan tınılar, tuhaf tuhaf sesler. Kim dayanabilir bu ritme? Zam, zam üstüne, makine ve insanın enerji kaynaklarına. “Yargılama, anlamaya çalış” dedi kulağıma bir ses. “Sen mantıklısın, mantığına çok güvenme.” Hayatın bir müziği var, birde ritmi. Müziğin mantığı mı olur dedim? Sus ve sadece ritmine ayak uydur. Çünkü bu senin müziğin değil, hayatın ritmi. Kendi müziğini mi dinlemek istiyorsun? Öyle ise bestele. Henüz öğrenmedim bestekârlığı. “Kendine de zam yapmalısın” dedi bir söz arasında. O zaman dengelenir enerji fiyatları ile hayatın. Belki de enerjim düşük, fiyatlar bahanesi.
Sürekli tüketen değil, birazda üretken olmalıyım. Pahalı olan TV. İnternet platformları, sosyal medya ve AVM’lerde tükenen atıl enerji, üretkenlik enerjisi değil. Ölçüm yapacak fırsatım oldu, ölçtüm. Fiyat farkı boşa harcadığım enerji sarfiyatımmış meğer. Yeni bir fırsat çıktı karşıma. Bestekâr olmak, kendi müziğimi yapmak için çok güçlü bir enerji kaynağı keşfettim. İmkân ve enerji verdiler bana, üstelik bila bedel. Çok mütevaziydiler herkese karşı. Tanışma fırsatım oldu. Sordum “kimsiniz diye?” tebessüm ettiler sanırım tevazuları onlara sadece iki kelime izni verdi ve “Yaşam Takımları”yız dediler.
Yaşam Takımları™ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.