Yaşadığımız toplumlarda; zengin, fakir, soylu, burjuva, köylü, işçi sınıfları oluşturduk. Bu sınıflar üzerinden de iddialar. Ticaret, idare ve soyluluk. İddialarımız ise, kutsallar ve mağdurlar üretti. İnsanlığın bu gün medeniyet adına oluşturduğu paradoks, günlük yaşam koşulları üzerin de hâkim bir kontrolsüz güç oluşturdu. Öyle bir güç ki, sadece gücüne güç katan bir çığ yumağı oldu. Hâlbuki var olmamız için, zorunlu olanlar dışında, gerekli olanlar, bir de iyilik, estetik ve güzellikler yeterlidir. “Yaşam Takımları” ise sınıf ve o sınıflara ait kimlikleri reddeden, otantik kişilik esaslı bir yapının inşası ile meşgul.