Değişim teraneleri, ya da yozlaşma. İki anlam da verilebilir içinde yaşadığımız zamana. Her ikisi de kabulüm. Bu bir farkındalık, statüko sonlanır. Yozlaştık, belki de benim algılarım statüko. Her ne meram ise zihnimde ki, çözüm üretemiyorum ürettiğim soruna. Belki de takıntılarım arttı. Somon balıkları gibi, sona yakın doğduğum kültüre doğru yüzüyorum, güçlü akıntı ve yaban yem olma pahasına. Yüzleşiyorum sebeplerim ile daha iyisi olamaz mı? Mesela, gaz lambaları, gemici fenerleri yerine ampulü ikame ettik elektriğin icadı ile. Soba yerine ısınma aygıtlarımızı daha iyi, konforlu yaptık kalorifer sistemleri ile. Peki, komşuluk kavramı veya hakkın helal edilmesi kavramlarına karşılık bir değer vardı zihnimde bulamıyorum.
Örneğin bizde “dostlar satılmaz” kültürü ne oldu bilen var mı? Yerine ne koyduk onu bulamadım. İletişim kanalları çoğalmasına rağmen birbirimizden bihaber olduk sebebi ne ola ki gerçekten bulamadım. Elbette ben bir uzman değil, insanım. Eğitimim ve öğrenimim henüz bitmedi. Muhteşem bir algoritmik içgüdüsü olabilir ama o bir arı, yalnızca bir hayvan. Uzmanlığı ise sadece bal yapabilmek. Süt sağmazsınız. Süt başka bir uzmanın konusu. Aklım beni insan olmaya zorladı. Zaman zaman uzmanlaşsam da asla uzmanlığa özenmedim. Özlemini çektiğim, özlediğim ise değişmek. Suretten değil, özünde insan olabilmek. Bu benim hedefim, milyonda bir gerçekleşmesi dahi ciddi kazanç. Şimdilerde ise pek mutluyum aynı hedefi paylaştığım, uzmanlık hevesi olmayan muhteşemde bir insan özü konsantresi “Yaşam Takımları” ismi ile dostlarınıza tavsiye edebilirsiniz.
Yaşam Takımları™ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.