Zamanı Anlamlı Yapan Eylemlerimizdir

Gün batımını izlerken içilen bir fincan kahve. Meltemin beyaz gürültüsünde demini almış bir bardak çay yudumlamak. Hayallere, umuda dair derin bir sohbet köpürtmek. Belki de sizin anlam yüklediğiniz bam başka bir zaman diliminiz var. Ulu bir meşe ağacının gölgesinde kitap okumak. Bir şömine önünde sevgilinize serenat yapmak. Fiziksel ya da düşünsel bir eylemin olmadığı zaman dilimi aslında zayidir. “Canım sıkılıyor” söylemi zamansal boşluktan ibarettir. Zamansal bir sarmaldan ibaret olan, hayat bizim sonun bilemediğimiz, aslında sonsuz bir networktur. Bu networku oluşturan ise düşünce ve hakikatlerdir. Düşünce ve hakikatin bir vizesi olmadığından, serbest dolaşım ile hayatımızın inşasında ciddi bir rol oynar. 

Düşünce de ki bu serbestlik ortak iyi arayışımızı kolaylaştırır. Belki de insanlık olarak yaşadığımız en büyük krizlerden biri, bizde ki iyiye ortak aramamızdır. Örneğin olumsuz ve züğürt bir yaşam sarmalı için koşullar ve kader suçlanırken, refah düzeyi iyi olanın koşullar ve kaderden bağımsız benlik vurgusu bir hüsran değil midir? Eğer niyetiniz isim yerine hakikat inşa etmek olursa; düşüncenin budama ve aşılama refleksinden fayda görürsünüz. Hayatın kurucu enerjisini irade olarak kabul eder isek; düşüncelerden aşılanan bilginin yeşermesine destek oluruz. Çünkü bilmek aklın, yapmak ise iradenin marifetidir. İyiye ortak etmek, her düşüncenin kolay kabul edeceği bir kavram değildir. İşte bunun için budanmalı ve aşılanmalısınız. “Yaşam Takımları”nın kurduğu düşünsel otofaji tam olarak bu işlevi ifa eder.


Yaşam Takımları™ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Cevap Yazın

0 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle

0
Düşüncelerinizi merak ediyoruz, lütfen yorum yapın.x