Gölün Şahitliğine Dair - Yaşam Takımları™

Gölün Şahitliğine Dair

Su, berrak, tatlı, durağan, gri, mavi, yeşil… Bir göl olmak tüm bunlar demek. Çukurun birinde hapsolmuş damlalara nedir bu hayranlığınız? Rengi bile kendine ait olmayan küçük birikintimde sizi cezbeden nedir? Ne akar denize ulaşırım ne de uzanıp okyanusa bulaşırım! Basit, sıradan, kendi bile olamayan bir gölüm ben öylesine bir gölet!

İki balık zar zor can bulurken bende, bana baktığınızda sizi gülümseten nedir?

Bir kuğunun korkusuzca atlayıp yüzdüğü, bir çocuğun çakılmaktan imtina ettiği için atlayamadığı, usulca yaklaştığı benim. Dibim yüzeye çıkmaya ah etmişçesine sığlığımdan neyin şahitliğini istiyorsunuz?

Meşe ağacı!

İsteyin elbet, tüm bu saydıklarım meziyet midir değil midir bilmem yalnızca şunu bilin ki ben her şeyime rağmen dürüst bir gölüm!

İyi kötü, güzel çirkin, akı ile karası ile ayan ettim her şeyimi, sakın herkes yapar bunu demeyin! Asla! Ah ne de çok yüzü vardır herkeslerin. Çok yüzü olana denir yüzsüz.

İnsan çok şeye azar azar sahip olunca mı tam olur, yoksa bir şeye tümden sahip olunca mı yek olur? Ben bir tek şeye sahibim geri kalan ne varsa bana yansıyan suretlerdir. Ben suyum; tadım, kokum, rengim, titrek titrek kıpırdaşan tüm nesneler işte hepsi suyun yansımasıdır. Tıpkı bir ayna gibi! Yansıma olamaz erdem ve yansıma olmaz düşler ve yansıma olamaz hisler! Onlar gerçek heyhat! Onlar su gibi aziz ve gerçek!

“meşe ağacı cüretkar ilhamının kaynağını gölgesine oturan bir grup insandan, içlerinden payını almayıp dönenlerin bıraktıklarından aldığını ve o günden sonra aynı kalamadığını anlattı. Seni de şahit gösterdi, var mı diyeceğin?”

Bir yansıma anlatmak istiyorum sizlere, belki aradığını soruya cevap olur belki yeni bir soru olur beklide yepyeni bir yol…

Saçları gür ve alacalı bir kadın, kucağında bir kız çocuğu… Anne, bulutla alay eder teninin beyazı, suyun ışıltısına karışır gülüşü. Küçük kız, her şeyiyle annesi yalnızca teni zorluk görmemiş bir yumuşaklıkta ve göz bebeklerine henüz değmemiş hiçbir acı. Bütün bu alaycılığım, kelimelerimin dalgalı imaları, gözün göremediği gerçeklerimin kaynağı işte o bir çift gözdür. Acıdan arınık ve ırak…

O gözlerin sahibi pembe elbisesiyle annesinin kucağında, ellerini göğe açmış dönüyor, dönüyor, dönüyor… Su dönüyor, başım dönüyor acıdan arınık ve ırak bir gölüm ben artık.

O kız,o sihir meşe ağacının gölgesinde oturanlardan birileri ile geldi. Onun şen kahkahasının narin tınısı suyu titretti. Ve suyu ve dağları ve göğü yalnızca hakikat titretir. Hakiki bir neşe saçtı o küçük kız suyuma.

İnanmıyor musunuz?

İnanın , dilerseniz havada süzülen kuşa sorun belki o daha başka gördü her şeyi.

Abone Ol
Bildir
4 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
Funda ûnlûsavuran
3 ay önce

Hakiki bir neşe saçtı o küçük kız benim suyuma seni tanımak yazılarını okumak çok güzel devamını bekliyorum Raca

Urkiye Kartal
4 ay önce

Raşide Çakmaz yazılarını bekliyorum

Urkiye Kartal
4 ay önce

Raşide Çakmaz diğer namı diyar adıyla sevgili Raca bu kalem gönül ile ve akıl ile birleşince ne güzel dökülüyor deftere bize ulaşıyor taaa derinim de gönlümün tamda işte orada dediğim anlatımların çok güzel teşekkürler saygılar güzel yüreğinden geçen sözlere meşe ağacı ve göl sonra kuşlar bakalım bu hikayede kimler dahil olacak minnet memnuniyet benden

Özlem Erol
4 ay önce

Bir kuğunun korkusuzca atladığı suda yüzmesi gibi bizler de hayatta kalabilmek için mücadele ediyoruz ..Raşide ‘cim kalemine yüreğine sağlık çok teşekkürler…

4
0
Düşüncelerinizi merak ediyoruz, lütfen yorum yapın.x