Aladağ Kış Masalı-5 (Aralık 2022) - Yaşam Takımları™

Aladağ Kış Masalı-5 (Aralık 2022)

5. Zaman. Neşeli Çayır / Deneyim Ağacı

Yaşamın nadide bir tadına giden geçitten geriye dönen Yedi insan bir Aladağ canlısına dönüşerek geri döndüklerinde beşinci zaman neşeli çayır başlamıştı. Geç kalmışlardı ve zaman onları bir Aladağ canlısına döndürmüştü. Kunduz saatine baktı. Ah benim başıma gelen onların da başına geldi. Ben de Aladağlarda artık hep bir kunduzum kim bilir onlar neye dönüştü diye kıkır kıkır gülmüş.

Deneyim ağacının dalları arasında bir Yusufçuk böceği uyuyormuş. Acaba demiş İri Alone Bu bizden biri mi? Hani o sandukadaki geçitten gelenlerden biri mi? Eğilmiş kanadına mühür aramış. Tam yaklaştığında Kış ısırganı “dur hele Alone demiş. Mühür deneyim ağacının en değerli dalında açılır. Söyle bakalım bilgelik mi liderlik mi özgürlük mü daha değerli?

Kış ısırganı seçimde zorlandığını görünce ona tekrar sormuş…

 

Özgürlük İstediğin zaman uyumak olsaydı, bir kedi gibi mi derdim…

İstediğin zaman uçmak olsaydı bir kartal gibi mi?

İstediğin zaman yemek olsaydı, bir fil gibi bir şey mi?

Özgürlük istediklerin olmadığında, yaşadıklarını değiştirecek bir seçenek bulabilmendir.

Ya bilgelik; istediklerin olmadığında, olanların bir başka istek olduğunu anlamandır.

Liderlik etkidir, Özgürlük fırsattır, Bilgelik anlamdır

 

Yusufcuk böceği uyanmaya başladığında bilgelik dalındaki Bilge Tuva’nın yazdığı levhayı da okumuş tekrar kış Isırganı.

“Bilgelik karşısında eğilmeyen, cehalet karşısında doğrulamaz”

Deneyim ağacının dallarında bunlar okunurken, Cadılardan Cadı Boz  “bu iş bende” demiş, iyice yaklaşmış Yusufcuk’a. Bu mühür burada kapalı kalmalı. Ona fısıldamış.

Tekrar insana dönüşmemesi, takıma katılmaması için cadı vesveselerini başlatmış.

Ne gerek var tekrar insan olmaya

İnsanlarla uğraşmaya

Bak keyfine işte

Yiyeceğin bir gıdım yaprak

Canın isteyince uyu

Canın isteyince uç

Ayy kim uğraşacak şimdi onca şeyle..

Ayol boşverrrr

Yusufcuk kafası karışmış mührünü saklarken  anormal gençler o sırada güneşten al topluyormuş.  Ne zamandır al toplayan olmamıştı. Hani yaylanın küçük kızlarının yanaklarında minnak minnak allar vardır ya, al işte o al… 

Cadı Boz çıkıverdiğine ortaya hiçte bir cadı gibi değilmiş, aralarından biri gibi katılmış. Ara ara fısıldamış.

“Ah Yusufcuk ne işin var burda… Gör bak,  dönüşşsen tekrar insana, yaşam takımına gitsen, sen bir takım kuramazsın, liderlik senlik değil, kimsecikleri bulamazsın, bulsan da yürütemezsin, yürütsen de devamı gelmez, tıkanır tıkanır … diye tekrarlıyormuş sözlerini..”

Yusufcuk dinlemiş dinlemiş, bir duyduğu şarkıyı düşünmüş, bir de anlatılanları…O sırada Aladağın telli turnası şarkıya başlamış. İri Alone Yusufçuk için bu yedi kişiden biri demiş. Aladağlarda bu türküyü söyleyen bir kız varmış. Ansızın hevesi güneş gibi parlar, ansızın buz tutarmış. Şimdi şarkıyı Turna’nın kendisi söylüyor ve heveskarları aratmıyor…

Yusufcuk Gözlerini çirkin cadıya yummuş. Gördüğü düşleri olmuş ve en sevdiği melodi yayılmış ormana… Dönüşüm başlamış…

Uzaklardan gelen ses Aladağlar masalını başlatan sestir. Kulakları tüyden ince kuzuyu çağıran duduğun sesidir.

 Evet istiyorum… insan olmak istiyorum. İsteklerim olsun, istemediklerim olsun. İsteklerim bazen olmasın, çabam beni terbiye etsin. Çabalarım beni bazen ulaştırmasın. Deneyim beni terbiye etsin. Deneyim ağacının en değerli dalında Lef çıkagelmiş.

İnsana dönüşmenin heyecanını keşke her insan bir kez yaşasa diye geçirmiş içinden. Sarmaş dolaş olmuşlar etraftan gelenler ile. Herkes yaşadığı Yusufçuk günlerini sormuş Bozyak’a.

 Koşarak gelen Ala Geyik boynuzlarında bir begonvil çiçeği taşıyormuş. Çiçeği bırakmış, Uzaklardan gelen müziğin olduğu yöne doğru koşarak gitmiş. Çiçek onun begonvilli beldeden gelen yedi kişiden olduğuna işaretmiş. Biraz sonra Geyiğin gittiği yerden Çatpo şen şakrak elleri ayakları birbirine karışmış bir şekilde kampa doğru koşuyormuş.

 Bir ağaç kovuğundaki sincap Deli Kav olmuş tekrar. O da dinlememiş cadı bozu.

Ağaçkakan neden hiç durmadan aynı şeyi tekrarlıyor demişler di ki Nir çıkagelmiş oradan…

 

Aladağlarda neşeli çayır zamanında çekilen filmlerin birinde minnak bir Kedi görmüşler. Cadının sesi ile müziğin sesi arasında kalan Mirice olduğunu da bilmiş İri Alone.  O herkesten farklı seçimler yapar, yalnız hareket eder görünür ama uyumludur uyumlu görünür ama yalnızlığı sever. İşte bu özellikleri benzeyen Mirice’nin bir kediye dönüşmesini tahmin edebilmiş. Mirice uzun zamandır müzik dinlemezmiş. Ritimler onda zor anıları çağırırmış, Kulaklarını tıkamış Aladağ müziğini duymamış hem de cadının sesi. O halde kalakalmış.

Bingülüşü soranlar olmuş cevabı iyice vızıltısı artan bir arıdan almışlar. Neden arı olarak kalmıştı da tekrar Bingülüş olmamıştı ancak Tuva bilirdi.

Abone Ol
Bildir
1 Yorum
Beğenilenler
En Yeniler Eskiler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
Ayşegül Karabina
1 yıl önce

Çok teşekkürler. Emeğinize sağlık

1
0
Düşüncelerinizi merak ediyoruz, lütfen yorum yapın.x